ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2025 Çarşamba

TABA-AmCham Stratejik İmza Töreni-Yılmaz Parlar


HABERLERHABERLERHABERLERHABERLERHABERLER







  

Stratejik İmza Töreniyle Güçlenen Bağlar

TABA-AmCham (Türk Amerikan İşadamları Derneği), 5 Ağustos 2025 Salı günü İstanbul Bahçeköy Life Park’ta düzenlediği “Üyeler Arası Network Buluşması ve Stratejik İş Birliği İmza Töreni” ile yine farkını ortaya koydu.

Etkinlik, Türkiye’nin küresel ticaretteki yükselen rolünü pekiştiren iş birlikleri, vizyoner konuşmalar ve önemli protokollere sahne oldu.

İş dünyasının önde gelen temsilcileri, sivil toplum liderleri, büyükelçiler ve yatırımcılar bu güçlü organizasyonda bir araya gelirken, Türkiye ile ABD arasında ekonomik ve kültürel köprülerin yeniden ve daha sağlam bir şekilde inşa edildiği mesajı verildi.

Katılımcılar için, Böylesine güçlü, vizyoner ve birliktelik duygusuyla dolu bir etkinlikte bulunmak, hem mesleki hem de insani açıdan umut vericiydi.

Türkiye’nin dünya ile kurduğu köprülerin sadece ekonomiyle değil, kültürle, vizyonla ve insanlık değerleriyle de örüldüğünü bir kez daha görüldü.

Süleyman Ecevit Sanlı Liderliğinde Vizyon Şahlandı

TABA-AmCham Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, konuşmasında hem Türkiye'nin küresel ekonomik sistemdeki potansiyeline dikkat çekti hem de derneğin kurumsal gücünü ve samimi iş birliklerini vurguladı.

“500’ü aşkın üyemiz ve 3 kıtadaki temsilciliklerimizle, Türk şirketlerinin küresel pazarda rekabet gücünü artırıyoruz. Bugün burada atılacak imzalar, sadece ekonomik değil, stratejik bir iş birliğinin başlangıcıdır.” Sözleri ile birlikte

Sanlı, New York’ta 25 Ağustos’ta düzenlenecek Türkiye tanıtım etkinliği ve savunma sanayii iş birliklerinin altını çizerek, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hep birlikte taçlandıracağız” dedi.

“Biz Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan ticaret erbaplarıyız” diyen Sanlı, 1987’de temelleri atılan bu değerli kurumun 1991 yılından bu yana Amerikan Ticaret Odası Türkiye temsilciliği misyonunu layıkıyla sürdürdüğünü hatırlatarak; şeffaflık, dürüstlük ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle ilerleyen yapının, ticari değil aynı zamanda insani bir platform haline geldiğini ifade etti.

Başkan Sanlı, konuşmasında savunma sanayiinden turizme, inovasyondan sosyal sorumluluk projelerine kadar birçok alanda Türkiye’nin yükselen bir merkez olacağını vurgularken, üyeler arası sinerjinin “içeride güç, dışarıda fark yaratma”nın anahtarı olduğunu vurguladı.

16 Stratejik İş Birliği Anlaşması

 Türkiye ve ABD Arasındaki Ticaret İçin Yeni Bir Sayfa

Etkinlik kapsamında 16 farklı şirketle stratejik iş birliği protokolleri imzalandı. Bu anlaşmalar sadece birer belge olmanın ötesinde, iki ülke arasında bilgi, sermaye ve inovasyonun karşılıklı akışını sağlayacak köprüler olarak tanımlandı.

Protokoller; enerji, teknoloji, savunma ve eğitim başta olmak üzere pek çok sektörü kapsayarak Türk şirketlerinin Amerikan pazarına daha güçlü adımlarla girmesini hedefliyor.

Barış Elçisi’nden Evrensel Mesajlar

Etkinliğin en dikkat çeken konuşmacılarından biri olan Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, küresel düzeyde insan hakları ve özellikle engelli bireylerin hakları konusuna dikkat çekerek; İstanbul’un dünya engelli hakları merkezi olması yönündeki vizyonunu paylaştı.

Aynı zamanda “savaşa hayır, barışa evet” vurgusuyla ticaretin sürdürülebilirliği ve insanlığın ortak değerleri için güçlü bir mesaj verdi.

Diplomaside Tecrübenin Gücü

 Hasan Murat Mercan’ın Stratejik Değerlendirmesi

Eski Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ise küresel ticaretteki belirsizliklerin arttığı bir dönemde TABA-AmCham gibi organizasyonların önemine değindi. “Bu gibi yapılar, belirsizliği bilgiyle ve güçlü ağlarla yönetmenin anahtarıdır” sözleriyle, dış ticaret vizyonunun ancak stratejik ortaklıklarla şekillenebileceğini vurguladı.

Murat Epli,

 “Yalnız Büyümek Değil, Birlikte Güçlenmek Hedefimizdir”

TABA-AmCham Berlin temsilcisi Murat Epli ise yaptığı konuşmada, TABA-AmCham’ın sadece Amerika değil, Türkiye-Afrika, Türkiye-Avrupa eksenlerinde de köprüler kurduğunu dile getirerek, iş birliklerinin bir vizyon projesi olduğunun altını çizdi: “Stratejik öneme sahip bu birliktelikler, geleceğin uluslararası iş modellerini şekillendirecek.”

GÖZE ÇARPAN FİRMA STANTLARI Ve İş Dünyasının Nabzı

Life Park’ın geniş açık hava alanında kurulan firma standları, katılımcıların ilgi odağı oldu. Adeta mini bir iş fuarını andırdı Yenilikçi ürünlerini sergileyen şirketler, Türk-Amerikan ticaretinin dinamiklerini yansıtan bir fuar atmosferi yarattı.  Enerji, yazılım, savunma, sağlık ve gıda sektörlerinden katılan firmalar, ürünlerini ve hizmetlerini tanıtma fırsatı buldu.

Ziyaretçiler, dijitalleşme odaklı çözümler sunan teknoloji firmalarına yoğun ilgi gösterdi. Özellikle savunma sanayi temsilcileri, yeni dönem ortak projeler için yatırımcılarla doğrudan temas kurarken; sürdürülebilir tarım ve sağlıklı gıda temasıyla dikkat çeken markalar da övgü topladı.

Etkinlik kapsamında, daha önce yaptığımız kısa bir sohbette görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Semahat Demir, Amerika’daki kariyer yolculuğuna dair şu cümleleriyle dikkat çekmişti:
“Ben bir Türk olarak orada bir nevi elçiyim; başarıyı katkı sağlamakla tanımlarım. Amerika’da olmak, farklılıklardan güç almak ve bilime katkı sunmak demek.”

Öte yandan, TABA-AmCham Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, başarılı iş insanı ve küresel girişimcilik konusunda söz sahibi isimlerden Zuhal Mansfield ise kısa sohbetimizde düşüncelerini net bir şekilde özetlemişti:
“Hayat cesurları sever. Cesur olan her kadın, küresel pazarda kendine yer açar.”

Bugün burada tanık olduğumuz şey sadece bir etkinlik değil, Türkiye’nin geleceğini birlikte inşa eden vizyoner insanların bir araya gelme çabasıydı.

TABA-AmCham bu sürecin sadece parçası değil, motor gücüdür. Başkan Süleyman Ecevit Sanlı başta olmak üzere, tüm emeği geçenlere yürekten teşekkürü hak ediyorlar. Türkiye büyüyor, güçleniyor ve dünyayla konuşuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Zirve Tarihine Geçti-Yılmaz Parlar


HABERLERHABERLERHABERLERHABERLERHABERLER







 

İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha

Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı

İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.

Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.

Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.

Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı

Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.

Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar

Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.

Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.

Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.

"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"

Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"

Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.

Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar

Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:

Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.

Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.

Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.

Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.

"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.

Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında

Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:

"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."

Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."

Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.

Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.

Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.

Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"

Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:

Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.

Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).

Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.

Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi

Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.

"Korkmamak İçin Anlamalıyız"

Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı:
"İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."

Kaleağası’nın mesajı net, "Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."

Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.

Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı

Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:

Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.

Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.

Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.

Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı

Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı

"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"

Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"

B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.

Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"

Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:

"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."

Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.

Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"

Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:

1950’lerde Turing Testi, "Makineler düşünebilir mi?" sorusunun temeli atıldı.

1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.

2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.

2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.

İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"

Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:

"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."

Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:

"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."

Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"

Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:

"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":

"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."

"Akışkan Olun":

"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."

"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",

"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."

"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":

"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."

"Dengeyi Kurun"

Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,

"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."

.

Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.

İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,

“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,”  başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin AydınING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.

Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi.
Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor.
Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor.
 Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.

ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"

ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:

"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."

Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.

"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."

Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"

Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.

Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.

"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."

Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.

LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"

LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.

"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."

Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.

"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."

Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda

Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.

Moderatör Seda Mızraklı Ferik"Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.

Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı

Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.

Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim,
Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Nisan 2025 Çarşamba

Umutlu Gelecek Derneği-Medeniyetler Sofrası-Yılmaz Parlar


HABERLERHABERLERHABERLERHABERLERHABERLER







  UMAR’dan Sürdürülebilir Geleceğe Sofralık Bir Mesaj

Medeniyetler Sofrası’nda Kültürler Buluştu

Umutlu Gelecek Derneği’nden İstanbul’un Çok Sesli Kültürüne Sofralık Vefa



Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda; eğitim, çevre, ekonomi ve toplumsal farkındalık alanlarında yenilikçi ve dijitalleşmenin gerekliliklerine uygun projeler üreten Umutlu Gelecek Derneği (UMAR), 8 Nisan 2025 Salı günü Şişli Radisson Blu Hotel’de anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Medeniyetler Sofrası” temasıyla gerçekleştirilen buluşma, İstanbul’un zengin kültürel mirasını sofralar aracılığıyla yaşatmayı ve kültürler arası dayanışmaya dikkat çekmeyi amaçladı.

UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’dan İlham Veren Konuşma

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren UMAR Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Türken Uysal, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için duyarlılık ve vizyonla hareket ettiklerini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Umutlu Gelecek Derneği olarak insan onuruna yakışır, adil, demokratik ve dijitalleşmeyle uyumlu bir toplum vizyonuyla çalışıyoruz. Sivil toplumun gücüne inanıyor, ulusal sınırları aşarak küresel iş birlikleriyle fark yaratmayı hedefliyoruz. Kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşması, iş dünyasında daha fazla yer almaları için uluslararası dayanışmayı önemsiyoruz.”

Konuşmasında ayrıca etkinliğe katkı sağlayan isimlere de teşekkürlerini ileten Uysal, “Bu özel sofrada bizlerle olan değerli konuşmacılarımıza, özellikle Şef ve Yazar Maria Ekmekçioğlu’na, araştırmacı yazar Takuhi Tovmasyan’a, şair-yazar Nadya Şener Hanımefendi’ye ve elbette oturumun mimarı Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt Beyefendi’ye teşekkür ediyorum,” dedi.

Medeniyetler Sofrası'nda İstanbul'un Renkli Mirası Konuşuldu Rum, Ermeni ve Süryani Kültürleri Buluştu



İstanbul’un Sofrasına Çok Sesli Kültürler Konuk Oldu

İstanbul’un kadim kültürlerini bir araya getiren "Medeniyetler Sofrası" etkinliği, Umutlu Gelecek Derneği (UMAR) tarafından düzenlenen özel bir panelle renkli anlara sahne oldu. Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarının ve geleneklerinin ele alındığı panelde, İstanbul’un zengin kültürel mozaiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde; İstanbul mutfağının çok kültürlü yapısı, Rum, Ermeni ve Süryani sofralarının lezzetleri ve gelenekleri konuşuldu. Modaratörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi, küratör A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, gastronomi ve kültürün kesişiminde önemli bilgiler ve anekdotlar paylaşıldı.



Çok Kültürlü Mirasın Lezzetleri ve Hikayeleri

Moderatörlüğünü Saray ve Kültür Tarihçisi A. Çağrı Başkurt’un üstlendiği panelde, konunun uzmanları İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden hatırlattı.

."İstanbul, Hepimizin Ortak Evidir"

Panelde ortak vurgu, İstanbul’un çok kültürlü yapısının korunması gerektiği oldu. Moderatör A. Çağrı Başkurt"Bu şehir, farklılıkların bir arada yaşadığı bir medeniyetler beşiğidir. Onun zenginliğini geleceğe taşımak hepimizin görevi" diyerek sözlerini tamamladı.



Panelin Dikkat Çeken Konuşmacıları

Maria Ekmekçioğlu – Şef, Yazar, Restoran Sahibi ve TV Programı Sunucusu: Sofraların barış ve birlikteliği temsil ettiğine dikkat çekti. “Yemek bir halkın tarihidir,” diyerek Rum mutfağının İstanbul’daki izlerini anlattı."Bu toprakların lezzetleri, aslında birer barış ve kardeşlik mesajı taşır" dedi. Ekmekçioğlu, özellikle balık yemekleri ve zeytinyağlı mezelerin Rum mutfağındaki yerini vurguladı.

Takuhi Tovmasyan – Araştırmacı Yazar: Aile büyüklerinden kalan tariflerin hem kültürel hem duygusal miras olduğunu aktardı. Özellikle Ermeni yemek kültürünün Anadolu’daki derin izlerine değindi. Ermeni mutfağının İstanbul’daki izlerini paylaştı. "Toplumsal hafıza yemeklerle aktarılır" diyen Tovmasyan, harissa, anuşabur ve çeşitli et yemeklerinin Ermeni kültüründeki önemini anlattı.

Nadya Şener – Şair ve Yazar: “Sofra, kadim bir hafızadır. Şiir gibi katmanlı, anlamlı ve derindir,” diyerek Süryani geleneklerinin günümüze taşınma biçimlerini paylaştı.

Süryani kültürünün İstanbul’daki yansımalarını şiirsel bir dille aktardı. "Yemekler sadece karın doyurmaz, aynı zamanda birer kültür köprüsüdür" diyen Şener, Süryani mutfağının baharat kullanımı ve geleneksel tatlıları hakkında bilgiler verdi.

Etkinliğin ardından katılımcılar, Rum, Ermeni ve Süryani mutfaklarından örneklerin sunulduğu bir sofrada bir araya gelerek, kültürler arası lezzet şölenine tanıklık etti.

Kadim Değerlerle Geleceğe Umut Taşıyan Bir Platform

Umutlu Gelecek Derneği, toplumun her kesimine dokunan projeleriyle; kadim değerleri bugüne taşıyan, kadınları ekonomik hayata katan ve dijital çağın gereklerine uygun vizyoner çözümler üreten bir yapı olarak öne çıkıyor.

Etkinlik, katılımcılara sadece lezzetli bir kültürel yolculuk değil; aynı zamanda sivil toplumun dönüştürücü gücü üzerine derin düşünceler sunan bir deneyim oldu.

UMAR’ın düzenlediği bu anlamlı etkinlik, İstanbul’un unutulmaya yüz tutan renklerini yeniden gündeme taşıyarak, kültürel diyaloğa katkı sağladı.

"Medeniyetler Sofrası, sadece yemeklerin değil, hikayelerin de buluştuğu bir şölendi. İstanbul’un çok kültürlü mirası, böyle etkinliklerle yaşatılıyor."



Toplantı sonrası Sürpriz gelişme UMAR Başkanı Füsun Türken Uysal’ın Doğum günü nedeniyle final etkinliğe renk katdı. Doğum günü pastası Başkan Uysal tarafından kesildi.

yilmazparlar@yahoo.com

15 Mart 2025 Cumartesi

Şahin Yapı, 25 Yılın Gururu-Yılmaz Parlar


HABERLERHABERLERHABERLERHABERLERHABERLER







  Şahin Yapı, 25 Yılın Gururu

Şahin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Cemal Şahin, şirket çalışanlarına Nakkaştepe Bridge Restaurant'ta görkemli bir iftar yemeği verdi.

Birlik ve beraberlik ruhunun ön plana çıktığı gecede, Şirketin 25. yılı coşkuyla kutlandı.

Şahin Yapı, Müşteri Memnuniyeti ve Kalite ile Sektördeki Liderliğini Sürdürüyor

Şahin Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Cemal Şahin, şirket çalışanlarına Nakkaştepe Bridge Restaurant'ta verdiği iftar Yemeğinde bir araya gelen ekip, birlik ve beraberlik ruhu içinde hem Ramazan'ın manevi atmosferini yaşadı hem de şirketin 25. yılını kutladı.

Konuşmasında, Şahin Şirketler Grubu'nun başarılarla dolu geçmişine vurgu yapan Şahin, 25 yıllık başarı hikayesini anlatarak, müşteri memnuniyetine verdikleri önemi bir kez daha yineledi.

"Bugün burada olmamızı sağlayan en önemli değerlerimizden biri, müşterilerimize verdiğimiz sözleri tutmak ve onların memnuniyetini her zaman ön planda tutmaktır.

Kalitemiz, geniş ürün yelpazemiz ve satış sonrası hizmetlerimiz ile müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tuttuk.

Müşterilerimizin ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılamak, zamanında teslimat yapmak ve teknolojik yenilikleri takip ederek onlara en iyi hizmeti sunmak için aralıksız çalışıyoruz.

Sektördeki liderliğimizi sürdürüyoruz. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışanlarıma teşekkür ediyorum" dedi.

Şahin Yapı, yapı sektöründe kaliteli ürünleri, çevre dostu malzemeleri ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla öne çıkıyor.

Müşterilerine tek tedarikçi avantajı sunarak zaman, enerji ve maliyet tasarrufu sağlayan şirket, satış öncesi ve sonrasındaki üstün hizmet kalitesiyle de beğeni topluyor.

Doğum Günü Sürprizi ve Kutlama

Şirket Grubu CEO'su Ece Şahin, iftar yemeği sırasında aynı zamanda doğum günü olan Ali Cemal Şahin'e sürpriz yaparak duygusal anlar yaşattı.

 

İftar yemeği, Başkan Şahin'in doğum günü pastasının kesilmesiyle tatlı bir sürprize dönüştü.

Tüm çalışanların katılımıyla gerçekleşen doğum günü kutlaması, geceye ayrı bir renk kattı.

Ece Şahin, "Siz Değerlerin liderliğinde 25 yıldır büyüyen bir aile olmanın gururunu yaşıyoruz. Müşterilerimize verdiğimiz sözleri tutarak, onların güvenini kazanmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Müşteri Memnuniyeti ve Kalite Odaklı Hizmet

Şahin Yapı, sektördeki 25 yıllık deneyimiyle müşterilerine en kapsamlı çözüm portföyünü sunuyor.

Sertifikalı ve yeterlilik testlerinden geçmiş ürünleriyle müşteri güvenini kazanan şirket, zamanında teslimat ve çevre dostu malzemeler kullanımıyla da öne çıkıyor. "Vakit nakittir" anlayışıyla hareket eden Şahin Yapı, müşterilerinin zamanını en verimli şekilde kullanmalarını sağlıyor.

Bu özel gecede, Şahin Şirketler Grubu'nun başarı hikayesi bir kez daha taçlandırılırken, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve kalite vurgusu ön plana çıktı.

Şahin Yapı, sektördeki liderliğini sürdürerek, müşterilerine her zaman en iyi hizmeti sunmaya devam edecek.

yilmazparlar@yahoo.com