Orkun Özeller Beraat Etti, Adliye Önü Bayram Yerine Döndü
Dört Saatlik Duruşmanın Sonucu, Vatansever Albay Özgür
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bugün görülen E. Albay Orkun Özeller davası, yalnızca bir yargı süreci değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğüne inanan kesimlerin ortak sesi oldu. Duruşmaya Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, çok sayıda emekli subay, general, milletvekili, Özeller’in devre arkadaşları, ailesi ve Atatürkçü Türk derneklerinin temsilcileri katıldı.
Katılımın Gücü ve Toplumsal Dayanışma
Adliye önünde sabah saatlerinden itibaren toplanan kalabalık, sessiz ama kararlı bir şekilde süreci izledi. Anne, baba, kardeşler, kuzenler, enişteler ve yakın akrabalar duruşma salonunda Orkun Özeller’e destek verdi. Kalabalığın büyük kısmını oluşturan Atatürkçü dernekler ve sivil toplum kuruluşları, duruşma boyunca milli birlik ve adalet çağrısı yapan sloganlar attılar.
Zaman zaman sloganların yükseldiği anlarda, Ümit Özdağ’ın sükunet çağrısı, duruşmanın havasını olgun bir çizgide tutarak dikkat çekti. Özdağ, destek veren topluluklara hitaben, “Sükunetle duruşumuzu koruyalım, adalet duygumuzu provokasyona kurban etmeyelim,” mesajı verdi. Bu tavır, kışkırtıcı bir niyetin olmadığını ve sürecin siyasi değil, tamamen hukuk ve vicdan merkezli bir dayanışma hareketi olduğunu açıkça gösterdi.
Kahraman Bir Subayın Hikâyesi
E. Albay Orkun Özeller, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzun yıllar görev yapmış, yurt içinde ve dışında birçok kritik görevde bulunmuş bir subay olarak tanınıyor. Disiplini, vatan sevgisi ve görevine bağlılığıyla bilinen Özeller, askerî kariyerinde edindiği tecrübe ve cesaretiyle hem meslektaşları hem de kamuoyu nezdinde saygı gören bir isim. Emeklilik sonrasında da milli meselelerde duyarlılığı ve açık fikirli duruşuyla tanınan Özeller, kamu vicdanında “vatansever bir asker” kimliğiyle yer etti.
Duruşmanın Seyri ve Karar
Yaklaşık dört saat süren duruşma, yüksek bir dikkat ve ilgiyle izlendi. Mahkeme heyeti, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasından beraat kararı verirken, “hakaret” suçlaması için adli para cezası uygulanmasına hükmetti. Karar, salonda bulunan ailesi, yakınları ve dernek temsilcileri tarafından büyük bir sevinçle karşılandı.
Ümit Özdağ’dan Sert Ama Dengeleyici Mesajlar
Duruşma sonrası basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ümit Özdağ, süreci değerlendirirken şu ifadeleri kullandı:
“Orkun Özeller Albay’ın davasında tahliye kararı çıktı. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan beraat etti. Ancak bu süreç, Ankara’da takipsizlik verilen dosyanın İstanbul’da canlandırılmasıyla, düşman ceza hukuku uygulamalarının hâlâ sürdüğünü gösteriyor. Türkiye hiçbir zaman Kuzey Kore olmayacak. Türk halkı, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan bir halktır. Bu ülkenin insanı, hukuk devletine sahip çıkmaya devam edecektir.”
Adaletin ve Birliğin Simgesi
Orkun Özeller davası, yalnızca bir yargı kararıyla değil, toplumun her kesiminden gelen dayanışma duygusuyla tarihe geçti. Ailesi, arkadaşları, emekli askerler, milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları; adaletin yalnızca mahkeme salonlarında değil, toplumun vicdanında da yaşatılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
16. Boğaziçi Zirvesi’nde Küresel İşbirliği Rüzgârı, Küresel Uyum İçin İş Dünyasını Buluşturdu
Stantlar, İnovasyon ve İşbirliğinin Vitrini Oldu
“Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla 6–7 Kasım 2025 tarihlerinde Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleşen Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Özgencil'in liderlik ettiği Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) 16. Boğaziçi Zirvesi, dünya ekonomisinin, iş dünyasının ve sivil toplumun önde gelen isimlerini bir araya getirdi.
Zirve, küresel gündemi şekillendiren konuları masaya yatırırken, firma ve derneklerin açtığı birbirinden değerli stantlar da iş dünyasının gelecek vizyonunu sergiledi.
Görünür Olmanın ve İş Fırsatlarının Anahtarı
Böylesine prestijli bir uluslararası organizasyonda stand açmak, markalar için paha biçilmez bir fırsattır.
Katılımcılar, sadece ürün ve hizmetlerini tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda sektöründeki en etkili isimlerle, potansiyel yatırımcılarla ve iş ortaklarıyla doğrudan iletişim kurma şansı yakalar.
Zirvedeki her bir stand, bir yenilik hikayesi, bir işbirliği daveti ve marka itibarını güçlendiren canlı bir vitrin niteliğindeydi.
Cengiz Özgencil İşbirliğine Öncülük Eden Liderler
Zirvenin bu denli başarılı geçmesinde ve standların yoğun ilgi görmesinde UİP Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Cengiz Özgencil'in vizyoner liderliği ve organizasyon kabiliyeti belirleyici oldu.
Kendisi, Türk iş dünyasını küresel platformda temsil etme konusundaki kararlılığı ve üstün çabalarıyla takdir topladı.
Göz Dolduran Stantlar ve Yenilikçi Çözümler
Standların Gücü, Görünür Olmanın ve İşbirliğinin Anahtarı
Bu yılki zirvede firmalar, dernekler ve teknoloji girişimleri açtıkları stantlarla inovasyon, sürdürülebilirlik ve yerel değerleri bir arada sergilediler.
Göze çarpan Stantlardan SmartOpt, MTM Medya Takip Merkezi, Matriks Finansal Teknolojiler, TABA, TÜGİAD, EGİAD ve BitlisKaldera Bal gibi kuruluşlar, hem ulusal hem de uluslararası ziyaretçilere ürün ve hizmetlerini tanıtarak dikkat çekti.
Standlar, yalnızca tanıtım alanı değil; yeni ortaklıkların filizlendiği, fikirlerin paylaşıldığı ve ülkeler arası ekonomik ilişkilerin güçlendiği birer etkileşim merkezi haline geldi.
Yer alan firmalar, Türkiye'nin farklı sektörlerdeki dinamizmini ve inovasyon gücünü yansıttı:
SmartOpt: Prof. Dr. Metin Türkay'ın akademik birikimini endüstriye taşıyan şirket, yapay zeka destekli tedarik zinciri optimizasyonuyla geleceğin iş modellerine ışık tuttu.
Matriks Finansal Teknolojiler A.Ş.: Fintech sektörünün köklü ve güvenilir çınarı, finansal veri ve analiz çözümleriyle piyasalara yön veriyor.
MTM - Medya Takip Merkezi: Yapay zeka ile güçlendirilmiş kapsamlı medya takip ve analiz platformu, markaların stratejik kararlarını nasıl veriye dayandırdığını etkileyici bir şekilde sergiledi.
TÜGİAD: Türkiye'nin gelecek vaat eden iş insanlarını ve girişimcilerini temsil eden bu güçlü dernek, genç ve dinamik iş dünyasının sesi oldu.
Bitlis'in Endemik Lezzetleri ve Kültür Hazineleri: Eren Holding'in destekleriyle zirvede temsil edilen Kadim Şehir Bitlis, Kaldera balı, ceviz ve karadut reçelleri, Eren Koleji ve Uluslararası Beş Minare Film Festivali ile hem kültürel zenginliği hem de yatırım potansiyelini tüm dünyaya tanıtma fırsatı buldu.
TABA,
TABA (Türk Amerikan İş Adamları Derneği) Başkanı Sayın Süleyman Sanlı ise, derneğin köklü tarihini ve Türk-Amerikan ticari ilişkilerindeki kritik rolünü temsil eden bir isim olarak öne çıktı. TABA standının ve diğer katılımcı standların başarılı bir şekilde ziyaret edilmesine öncülük ederek, ağ oluşturmanın ve somut iş bağlantıları kurmanın önemini bir kez daha gösterdi. Her iki lider de, iş dünyasının zorluklarla başa çıkmasında işbirliği ve diyaloğun ne denli hayati olduğunun canlı örneği oldular.
Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP)’un kurucusu Cengiz Özgencil, Cengiz Özgencil, yıllardır sürdürdüğü istikrarlı liderlik ve diplomatik vizyonuyla Boğaziçi Zirvesi’ni küresel ölçekte bir marka haline getirdi.
Vizyoner liderliğiyle zirveye damgasını vurdu. Zirvenin her aşamasında gösterdiği titiz organizasyon anlayışı, uluslararası iş çevreleri tarafından büyük takdir topladı.
16. Boğaziçi Zirvesi, Türkiye'nin sadece küresel zorlukları tartıştığı değil, aynı zamanda bu zorluklara çözüm üreten şirket ve kurumlarıyla nasıl aktif bir rol oynadığını gösteren etkileyici bir organizasyondu.
Cengiz Özgencil gibi liderlerin öncülüğünde, her biri birer inovasyon üssü olan stantlar, iş dünyasının dayanıklılığının ve yeni fırsatlara adapte olma kapasitesinin canlı kanıtıydı.
Bu zirve, Türk iş dünyasının küresel arenadaki itibarını bir kat daha pekiştirirken, "yeni gerçeklere uyum"un en iyi yolunun birlikte çalışmak ve yenilikçi çözümler geliştirmekten geçtiğini bir kez daha hatırlattı.
Katılımcıların Ortak Mesajı
Katılımcı kurumlar, Boğaziçi Zirvesi’nin sunduğu bu güçlü platform sayesinde; markalarını tanıtma, yeni iş bağlantıları kurma ve küresel iş ağlarına dahil olma fırsatı yakaladı.
15 Ekim 2025 Çarşamba akşamı, Taksim Hill Hotel’de, TÜRSAB Başkan Adayı Aylin Özsavaş sektör temsilcileriyle bir araya geldiği.Toplantı sonrası TÜRSAB Başkan AdayıAylin Özsavaş ile yaptığımız özel kısa söyleşide özetle;
“Türkiye turizminin dönüm noktalarından birindeyiz. Sektörümüzün geleceğini şekillendirecek, onu daha ileriye, daha güçlü ve daha adil bir noktaya taşıyacak bir tercihle karşı karşıyayız.
Bu tercih, sadece bir Başkan seçimi değil; aynı zamanda bir vizyon, bir değişim ve bir yeniden doğuş seçimi olacak” diyen Aylin Özsavaş Neden TÜRSAB'a Bir Kadın Başkan?
Farklı Bakış Açısı, Dengeleyici Liderlik
Turizm, doğası gereği sıcak, şefkatli, kucaklayıcı ve ince detaylara önem veren bir sektördür. Bu özellikler, kadın liderlerin doğuştan getirdiği ve yönetim tarzlarına yansıttığı güçlü yönlerle birebir örtüşmektedir.
Bir kadın başkan, sektöre daha dengeli, daha kapsayıcı ve daha analitik bir bakış açısı getirecektir.
Sorunlara çözüm üretirken farklı perspektifleri bir araya getirebilen, empati kurabilen ve uzlaşmacı bir dil kurabilen bir liderlik, TÜRSAB'ı daha da güçlendirecektir.
Detaylara Hakimiyet ve Öngörü
Kadın liderler, genellikle karmaşık sorunları çözmede gösterdikleri detaycı ve öngörülü yaklaşımlarla öne çıkarlar.
Kriz anlarında soğukkanlılığını koruyan, riskleri daha iyi yöneten ve olası senaryoları önceden hesap eden bir vizyon, turizm gibi dinamik bir sektör için hayati önem taşımaktadır. Aylin Hanım'ın kariyer geçmişi ve duruşu, bu özelliklerin somut bir kanıtıdır.
Değişimin ve Çağdaşlığın Sembolü
TÜRSAB'ın tarihinde ilk kez bir kadın Başkanın seçilmesi, sadece sektör için değil, tüm Türkiye için güçlü bir mesaj olacaktır.
Bu, TÜRSAB'ın değişen dünyaya ayak uyduran, modern, yenilikçi ve eşitlikçi bir yapıya kavuştuğunun en net göstergesidir.
Türkiye turizminin uluslararası arenadaki imajını güçlendirecek, marka değerimizi artıracak tarihi bir adımdır.
Dünyadaki Başarı Hikayeleri
Dünyanın dört bir yanında, turizm dahil birçok sektör, kadın liderlerin getirdiği taze kan ve yenilikçi yönetim anlayışıyla büyük sıçramalar kaydetmiştir. Kadınların liderliğindeki kuruluşların daha yüksek performans, daha güçlü takım çalışması ve daha sürdürülebilir başarılar elde ettiği artık bir sır değil. TÜRSAB'ın da bu global başarı hikayelerinden ders çıkarma zamanı gelmiştir.
Peki, Aylin Özsavaş Başkan Olursa Ne Olur?
Yeni Bir Kulvar Açılır
TÜRSAB, sadece mevcut sorunları çözen değil, sektörü yeni hedeflere, yeni pazarlara ve yeni "kulvarlara" taşıyan dinamik bir yapıya kavuşur. Statik yönetim anlayışı yerine, sürekli gelişimi ve büyümeyi hedefleyen proaktif bir liderlik hâkim olur.
Güçlü Bir Söz Sahibi Olunur
Aylin Başkan, duruşu, bilgisi ve iletişim gücüyle TÜRSAB'ı hem ulusal hem de uluslararası platformlarda en etkili şekilde temsil eder. Sektörümüzün sorunlarına daha duyarlı, çözüm odaklı ve kararlı bir "söz sahibi" ortaya çıkar.
Adil Paylaşım Ve Duyarlı Yaklaşım Öncelik Olur
Sektördeki tüm paydaşların, büyük-küçük tüm acentelerin, çalışanların hakları ve menfaatleri daha adil bir şekilde gözetilir. Daha şeffaf, daha katılımcı bir yönetim anlayışıyla TÜRSAB, gerçek anlamda "sektörün çatı kuruluşu" kimliğine kavuşur.
Kadının Gücü Sektöre Yayılır
Aylin Başkan'ın liderliği, turizm sektöründeki tüm kadınlar için bir ilham kaynağı olur. Kadın istihdamı ve kadın girişimciliği teşvik edilir, sektördeki kadın profesyonellerin önü açılır ve turizm, cinsiyet eşitliğinin lideri haline gelir.
Birlikte Büyüme Kültürü Yerleşir
Kutuplaşmalar son bulur, diyalog ve iş birliği öne çıkar. TÜRSAB, tüm üyelerinin kendini değerli ve temsil edilmiş hissettiği, "biz" bilincinin hâkim olduğu güçlü bir aileye dönüşür.
Değişim İçin, Aylin Özsavaş
Son olarak mesajını sorduğumda;
“Kıymetli TÜRSAB üyeleri,
Artık değişim vakti. Sektörümüzün sesinin daha gür, daha güçlü ve daha nezih çıkması vakti. Gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha adil ve daha kazançlı bir turizm sektörü bırakma vakti.
Gelin, tarihi birlikte yazalım. Gelin, TÜRSAB'ın ilk kadın başkanını birlikte seçerek, Türk turizmine yeni, aydınlık ve gurur dolu bir sayfa aralayalım.” Dedi ve Gülümseyerek; “Liderliğin Yeniden Tanımı İçin, Aylin Özsavaş, TÜRSAB'ın Geleceği İçin, Aylin Özsavaş” sözleri oluyor.
Yalnızca bir resepsiyon değil, Türk dünyasının kadınlarının cesareti, azmi ve gönül gücüyle yazılmış unutulmaz bir başarı öyküsüdür.
Bu gece; kadınların birliği, toplumların geleceği ve insanlığın onuru adına tarihe değil, destanlara geçecek nitelikteydi.
Azade (Ozoda) İslamova ve Jamila Shermuhamedova'dan Türk Kadınının Çelikten İradesi ve Yüreklerdeki Tomris Ruhu, Geceye damga vurdu.
Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödülü’ne layık görülen, kadın haklarının yılmaz savunucusu, Türk dünyasında “Tomris Hatun” unvanıyla anılan Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un en görkemli mekânlarından Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta unutulmaz bir resepsiyonla kutladı.
Geceye katılanlar; bir yandan Boğaz’ın muhteşem manzarasına, diğer yandan da sanatın ve kültürün en seçkin örneklerine tanıklık etti.
Bu büyüleyici gece; yalnızca bir kutlama değil, kadın dayanışmasının, kültürel zenginliğin ve vatan sevgisinin görkemli bir şöleni olarak kayıtlara geçti.
Coşkulu konuşmalarıa sahne olan gecede, Türk dünyasının renkleri Boğaz'ın incisi Beylerbeyi'nde birleşti. Vatan Onuru nişanları sahiplerini buldu, geceye damga vuran mesaj ise netti: "Biz birlikteyiz, birlikte güçlüyüz!"
Müzik, Sanat ve Gönüllere Dokunan Sözler
Konuklar, Duo Grup İkili’nin zarif müzik dinletisiyle karşılandı. Sunuculuğu Av. Dilnoza Tashkhodjaeva ve şair-yazar-ses sanatçısı Kasım Alper Özdemir üstlenidi.
Azade (Ozoda) İslamova, Kadınların Umut Işığı
Açılış konuşmasını yapan Başkan Azade İslamova, duygu dolu ve güçlü mesajların içerdiği konuşmaya imza attı. Mana yüklü konuşması mekanda yankı uyandırdı;
"Bir Kadının Yaşadığı Hayat Sınavından Doğan Bir Hareket"
İslamova, “Bugün gördük ki Türk kadını asla yalnız değildir. Dayanışmanın, inancın, vatanseverliğin ne demek olduğunu hep birlikte bir kez daha gördük. Dayanışma, inanç ve fedakârlıkla yürüdüğümüz bu yol; binlerce kadına umut ışığı oldu. Dokuz binden fazla kadına ulaştık ve her birine hayatlarında yeniden başlama cesareti verdik.
ÖKHD'nin kuruluş felsefesini, "Bir kadının yaşadığı hayat sınavından alınarak doğmuş, inanç ve vicdan temelinde bir sivil toplum hareketidir" sözleriyle özetleyen İslamova, Biz yalnızca bir dernek değil; kalpten inanan insanların, gönül birliğiyle kurduğu bir umut hareketiyiz
“Birlikte umut oluruz, birlikte değişim yaratırız, birlikte iyileşiriz.”
Bu sözler, dakikalarca süren coşkulu alkışlarla karşılandı.
Özbekistan Milletvekili Jamila Shermuhamedova ise yaptığı samimi ve coşkulu konuşmada, Türk dünyasının birliğine vurgu yaptı.
Jamila Shermuhamedova, Türk Dünyasının “Millet Annesi”
Gecenin bir diğer zirve noktası, Özbekistan milletvekili, akademisyen ve toplum önderi Prof. Dr. Jamila Shermuhamedova’nın konuşmasıydı. Türk dünyasının kültürel birliğini, kadınların dayanışmasını ve Atatürk ile Erdoğan’a duyduğu sevgiyi içten ifadelerle dile getiren Shermuamedova, mekanda duygusal anlar yaşattı.
Uzun yıllardır kadın ve çocuklara yönelik çalışmalarıyla tanınan Shermuhamedova; “Cumhuriyet Bilge Kadınlar Hareketi” üyesi olarak ve Özbek Kadın Hakları Derneği’nin onurlu üyesi sıfatıyla “Millet Annesi” unvanına layık görülmüş, bu özel gecede ise “Vatan İftiharı” ödülüyle taçlandırıldı.
Defileler, Ritüeller ve Vatan Onuru Nişanları
Gece, yalnızca konuşmalarla değil, Türk dünyasının kültürel zenginliklerini yansıtan defileler, halk oyunları ve geleneksel ritüeller ile görsel bir şölene dönüştü.
Türk Dünyasının millî kıyafetlerinin zarif defilesi ve “Özbek Gelin Selam Merasimi” katılımcılara adeta zamanda bir yolculuk yaşattı.
Ayrıca, toplum için özveriyle çalışan isimlere “Vatan Onuru Nişanları” takdim edildi. Bu ödüller, yalnızca bireylere değil, birliğe ve fedakârlığa verilen değerin nişanesi oldu.
Onurlandırılan İsimler, Fedakârlığın Simgeleri
Yılmaz Parlar-Gazeteci Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmaları, “Vatan İftiharı” ödülü.
Monik İpekel – İnsanlık ve şefkatin timsali olarak “Vatan İftiharı” ödülü.
Barno Yuldashbekova – Dört yıl boyunca gönüllü hizmetleriyle kadınlara ve kız çocuklarına umut olduğu için onurlandırıldı.
Derneğin Yükselen Misyonu
Özbek Kadın Hakları Derneği, yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil; gönüllülük, vicdan ve inanç temelleri üzerinde yükselen bir umut hareketidir.
Az sayıda gönüllüyle başlayan yolculuk, bugün binlerce kadının ve çocuğun hayatına dokunan büyük bir aileye dönüşmüştür.
Dernek, yalnızca Özbekistan ve Türkiye’de değil, Türk dünyasının dört bir yanında gönül köprüleri kurmayı, kadının sesi olmayı ve gelecek nesillere umut bırakmayı hedeflemektedir.
Türk dünyasının kadınları, Tomris Hatun'un mirasını omuzlarında taşıyarak, sadece kendi hakları için değil, tüm bir coğrafyanın geleceği için mücadele ediyor. ÖKHD, bu uğurda atılmış en anlamlı adımlardan biridir.
Sadece bir yıl dönümü kutlaması değil, Türk kadınının asil ruhunun, diriliğinin ve yükselişinin bir manifestosuydu. İzleyen herkes, tarihe tanıklık etmenin derin heyecanını yaşadı.
Dans eğlence muhteşem gece. 4. yıl pastası kesildi.
Kadınların umudu, Türk dünyasının kardeşliği ve insanlığın onuru için yazılmış altın harflerle bir başarı hikâyesidir.
Azade İslamova ve Jamila Shermuhamedova gibi öncü kadınlar, bizlere yalnızca örnek değil, yol gösterici bir ışık oldular.
İşte bu ışık, geleceğin daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir dünyasına giden yolun meşalesidir.
Türkiye’nin İhracat Vizyonuna İzmir’den Güçlü Bir Katkı
Tarım ve Gıdanın Kalbi İzmir’de Attı
Türkiye’nin ihracat vizyonuna yön veren Türkiye’nin tarımsal gücünü dünyaya taşıyan ve her yıl sektörüne 200–250 milyon dolar katkı sağlayan Interfresh Eurasia 2025, İzmir’de görkemli bir açılışla, bu yıl altıncı kez kapılarını açtı.
İzmir’in ev sahipliğinde düzenlenen fuar, yalnızca bir ticaret buluşması değil, aynı zamanda tarım ve gıda sektörünün geleceğini şekillendiren uluslararası bir platform olarak öne çıktı.
Katılımcıların yoğun ilgisi, yabancı alım heyetlerinin yüksek sayısı ve fuarın profesyonel organizasyonuyla Interfresh Eurasia, yine beklentileri fazlasıyla karşıladı. Bu tablo, Türkiye’nin ihracat vizyonu açısından fuarın ne kadar kritik bir rol üstlendiğini bir kez daha ortaya koydu.
Kusursuz organizasyon, konaklama ve ulaşım hizmetlerindeki yüksek standart, fuarı adeta bir dünya markası haline getirdi. Katılımcılar yalnızca yeni iş birlikleri kurmakla kalmadı; gala gecesinde hem yorgunluklarını attı hem de unutulmaz bir sosyal buluşmaya imza attı.
Eski Ege Tv spikerlerinden Ayşegül Koç’un Sunuculuğu üstlendiği 18-20 Eylül 2025 tarihleri arasında İzmir Fuar Merkezinde gerçekleşen Interfresh Eurasia 2025 fuarda ki; Açılış konuşmaları birbirinden değerli olarak birikimli mesajlar verdi
Bay FuarMurat Özer
Fuara imzasını atan isim, hiç kuşkusuz AntExpo A.Ş. Genel Müdürü Murat Özer oldu. Katılımcılar arasında “Bay Fuar” olarak anılan Özer, titiz organizasyonuyla yine farkını ortaya koydu.
Murat Özer’den Stratejik Mesajlar
Organizasyonu gerçekleştiren AntExpo A.Ş. Genel Müdürü Murat Özer, yaşanan küresel zorluklara rağmen fuara yoğun katılım sağlandığını belirtti:
“Sektörün zirai don olaylarıyla sarsıldığı, ihracatçıların maliyet baskısı altında olduğu bir dönemdeyiz. Buna rağmen 70’in üzerinde ülkeden, aralarında zincir market temsilcilerinin de bulunduğu 1050 kişilik alım heyetini ağırlıyoruz. Katılım sayımız %10, yabancı alım heyeti sayımız %20 arttı. Amacımız, Türkiye ihracatına daha güçlü katkılar sunmak” dedi.
Özer, fuarın 2026’da da aynı tarihlerde İzmir’de devam edeceğini açıkladı.
Uluslararası Katılımın Güçlü Vurgusu
İzmir’in her zaman bir deniz şehri olarak KKTC’ye benzer özellikleri vardır
İnterfresh Eurasia Fuarı’nın Partner Ülkesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Interfresh Eurasia Fuarı’nın açılışına gönderdiği video mesajı gönderdi;
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin narenciye ürünleri ve diğer tarım ürünlerinin pazarlanmasını önemsiyorum. Anavatan Türkiye’de çeşitli sektörlerin büyümesinde ve tanıtımında, dünyayla bağlantılarının güçlenmesinde böylesi önemli organizasyonlar, KKTC’nin de bir bakıma tanıtılması ve uluslararası bağlantılar kurması bakımından fevkalade önemli olduğunu sizlerle paylaşırken Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine her zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıktıkları, KKTC’nin içinde bulunduğu koşullarda bizlerinde dünya pazarlarına açılabilmesi için yaptığınız katkıları önemsediğimi bir kez daha belirtip hepinize yürekten teşekkür etmek istiyorum.
İzmir’in her zaman bir deniz şehri olarak KKTC’ye benzer özellikleri vardır. Dolayısıyla İzmirle bağlantılarımızı artırmak istiyoruz. Gerek Ercan Havalimanı gerekse diğer yollarla İzmirle bağlarımızın artması ticaret, kültür, sanat her türlü faaliyetlerle aramızdaki münabetlerin artması önemli. Ama böylesi önemli bir fuarda KKTC’nin kurum ve kuruluşlarının yer alması fevkalade önemli ve kıymetlidir. KKTC Ekonomi Bakanımız Olgun Amcaoğlu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası gibi kuruluşlarımızın, bizleri orada farklı sektörlerde temsil eden iş insanlarının çabalarını kutluyorum.”
Rakamlarla Büyük Başarı
Fuara bu yıl 70’in üzerinde ülkeden 1050 kişilik alım heyeti katıldı. Açılışta konuşan İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, Türkiye’nin küresel ticaretten aldığı payın %1,07’ye yükseldiğini, tarım ürünleri ihracatında ise dünya genelinde %1,5’lik paya ulaştığını açıkladı.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’nin yıllık 61 milyon ton yaş meyve sebze üretimi gerçekleştirdiğini ve ihracatının 6 milyar doları aştığını vurguladı. “Yaşanan doğal afetlere ve maliyet artışlarına rağmen Ege Bölgesi olarak ihracat rakamlarımızı koruyoruz” dedi.
Ege’nin Katkısı ve İhracatın Gücü
Uçak konuşmasında şunları ekledi: “Çiftçilerimiz alın teriyle üretiyor, ihracatçımız büyük emeklerle dünya pazarına taşıyor. Böylece ülkemize yılda 6 milyar dolardan fazla döviz kazandırılıyor. Sadece Ege Bölgesi, ürünleri ve modern tesisleriyle 1,3 milyar dolar katkı sağlıyor. Hep birlikte Türk tarımını kalkındırmak için çalışıyoruz.”
Ege Bölgesi’nin 2024 ihracatının 43 milyar doları aştığını vurgulayan Uçak, İzmir’in mermer ve gelinlik fuarları gibi marka olmuş fuarlarına tarım alanında yeni bir yıldız eklediklerini söyledi.
Türkiye’nin Dayanıklı Ekonomisi
Kılıçkaya konuşmasında, küresel krizlere rağmen Türkiye’nin dimdik ayakta olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
Türkiye ekonomisi 20 çeyrektir kesintisiz büyüyor. 2025’in ikinci çeyreğinde büyüme %4,8’e ulaştı. 2024 ihracatı 261,8 milyar dolara yükseldi. 2025’in ilk 8 ayında ihracat, %4,3 artışla 178 milyar dolar oldu.Tarım ve gıda ürünleri ihracatı 2002’de 3,7 milyar dolarken 2024’te 32,6 milyar dolara çıktı.
“Türkiye güvenilir ve sürdürülebilir bir gıda tedarikçisi olarak dünyada öne çıkıyor. Bu sağlam temel, 21. yüzyılın başarı hikâyesini yazmamızı sağlıyor” dedi.
Siyasetten Destek Mesajları
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Ege’den çıkan ürünlerin dünya sofralarına yolculuğunu anlattı. Kiraz ihracatının 55 milyon dolara ulaştığını, turşu ihracatının ise 320 milyon dolarla zirvede olduğunu belirtti. Ayrıca tarıma dayalı organize sanayi bölgelerinin Türk tarımını geleceğe taşıyacağını vurguladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise fuarı, Ege’nin yükselen yıldızı olarak tanımladı: “İzmir, uluslararası ticarette büyük rakamlarla öne çıkan bir şehir. Interfresh Eurasia, gıda ve tarım sektörünün ayakta kalmasına katkı sağlayan çok değerli bir fuar. Bu yıl 70’in üzerinde ülkenin alım heyetiyle geldiğini görmek bizleri gururlandırdı.”
KKTC Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu
Partner ülke KKTC’nin Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, “Yüreğimiz Türkiye için çarpıyor” diyerek fuarın iki ülke arasındaki bağları güçlendirdiğini söyledi
Irak Bakanı Maruf’tan Tarihi Mesajlar
Fuarın açılışında en dikkat çeken konuşmayı ise Irak Kürdistan Bölgesi Bakanı Aydın Maruf yaptı. Maruf’un sözleri salonda uzun süre alkış aldı:
“Her şeyden önce, bu anlamlı fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti bizim için hiçbir zaman sadece bir komşu olmamıştır; adeta vatanımızın bir parçası gibidir. Ticaret, kültür, eğitim ve insani bağlarımız her geçen gün güçleniyor. Türkiye güçlü olduğunda, yalnızca kendi halkı değil; Irak, Ortadoğu ve tüm bölge güçleniyor. Bu fuar, ilişkilerimizin ne denli sağlam olduğunun en büyük göstergesidir. Bugün burada üreticiden ihracatçıya kadar herkes, kardeşlik bağlarımızı daha da pekiştiriyor. Eminim ki Interfresh Eurasia, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda barış ve refah adına da önemli bir kapı açacaktır.”
Maruf’un bu samimi ve stratejik mesajları, fuarın yalnızca ticari değil, diplomatik boyutunu da öne çıkardı.
Fuar Değil, Bir Ekosistem
Interfresh Eurasia 2025, bir fuardan çok daha fazlası olduğunu kanıtladı. Tarım üreticilerinden ihracatçılara, kadın kooperatiflerinden uluslararası alım heyetlerine kadar geniş bir kesimi buluşturan etkinlik, Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe küresel ölçekteki iddiasını güçlendirdi.
Bu yılki başarı, İzmir’in “fuarlar kenti” unvanını daha da pekiştirirken; Interfresh Eurasia’nın gelecekte yalnızca ticaret değil, diplomasi ve kültürel iş birliklerinde de rol üstleneceğinin göstergesi oldu.
Gala ile Sosyal Buluşma
Fuarın iş dünyasına katkıları kadar sosyal yönü de büyük ilgi gördü. Düzenlenen gala gecesinde katılımcılar günün yorgunluğunu attı hem de yeni iş bağlantılarını sosyal atmosferde pekiştirdi.
İzmir’den Dünyaya
Interfresh Eurasia 2025, yalnızca bir fuar değil; Türkiye’nin tarım ve gıda ihracatında vizyonunu ortaya koyan uluslararası bir platform oldu. İzmir’in fuarlar kenti kimliği, bu organizasyonla bir kez daha tescillendi.
İzmir Konak Çankaya'da bulunan, 80 odalı 160 yatak kapasiteli yüzme havuzu spa center fitness centeri olan Konakladığımız 4 yıldızlı İzmir Ontur Otelde, misafirperver, güleryüzlü On büro müdürü Yetkin Başkurt, rezervasyon sorumlusu Tuğba Atıcı ve shift leader Fatma Kahraman tarafından kusursuz turizm hizmetleriyle karşılandık. İzmir’in yalnızca fuar değil, aynı zamanda turizmde de fark yaratan yüzünü görmek, Interfresh Eurasia’nın ne denli çok yönlü bir değer olduğunu bir kez daha kanıtladı.